Davut Saydam, Teacher of English |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
BE USED TO + Ving BE USED TO + Noun |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Geçmişte, şimdi ve gelecekte, Alışkın olduğumuz, uyum sağladığımız işleri, durumları anlatmak için kullanılır. "Be" fiilini tüm zamanlara çekimleyebiliriz. V-ing: Eylemin/Fiilin "-ing" eki almış halidir. İsim gibi kullanılır. (speaking : Konuşmak/konuşma, vs.) Noun : Varlıklara ad olan kelimelerdir. (school : okul, beauty : güzellik, vs.)
Sentence Structure (Cümle Yapısı) Olumlu Cümle: Özne + be used to + Ving/Noun Soru Cümlesi : Be + Özne + used to + Ving/Noun Olumsuz Cümlesi : Özne + be used to + Ving/Noun "Be used to" yapısında, Ving (Speaking, Going, Dancing) kullanılır. "Ving" yoksa, sadece "isim (noun)" kullanılabilir. (School, Kayseri, ...) Ancak, V1 kullanılmaz. NOT: Yukarıda anlatılan cümle yapısını, geçmişte yaptığımız ancak artık yapmadığımız alışkanlıklarımızı anlatan "used to V1, didn't use to V1" yapısı ile karıştırmayınız.
Aşağıda, "be" fiilinin çeşitli zamanlara çekimlenmiş halleri verilmiştir.
Functions (Kullanım Yerleri) Şu anda bir şeye alışkın olup, olmadığımızı, "am, is, are used to" ile anlatırız. I'm used to living in Kayseri. (Kayseri'de yaşamaya alışkınım.) She's used to living in Kayseri. (O, Kayseri'de yaşamaya alışkın.) They're used to playing golf. (Onlar, golf oynamaya alışkınlar.) Are you used to living here? (Burada yaşamaya alışkın mısın? Is he used to school. (O, okula alışkın mı?) Are you used to hot climate? (Sıcak iklime alışkın mısın?, Sıcak iklime alışkın mısınız?) Geçmişte bir şeye alışkın olup, olmadığımızı, "was, were used to" ile anlatırız. I was used to studying. (Çalışmaya alışkındım.) Gelecekte alışkın olacağımız işleri, anlatmak için "will be used to" kullanırız. I will be used to studying. (Çalışmaya alışkın olacağım.) I will be used to Kayseri. (Kayseri'ye alışkın olacağım) Benzer şekilde, "be" fiilinin farklı çekimlerini kullanmak suretiyle değişik cümleler kurabiliriz. I must be used to studying. (Çalışmaya alışkın olmalıyım.) I should be used to studying. (Çalışmaya alışkın olmalıyım.) I ought to be used to studying. (Çalışmaya alışkın olmalıyım.) I can be used to studying. (Çalışmaya alışkın olabilirim.) I may be used to studying. (Çalışmaya alışkın olabilirim.) I might be used to studying. (Çalışmaya alışkın olabilirim.) I could be used to studying. (Çalışmaya alışkın olabilirim/olabilirdim.)
Examples (Örnekler) I'm used to drinking milk. (Ben, süt içmeye alışkınım.) Bu cümle söylendiğinde, süt içmeğe alışkın olunduğu anlatılmaktadır. Are you used to drinking milk. (Siz, süt içmeye alışkın mısınız?) We are not used to cold weather. (Biz, soğuk havaya alışkın değiliz.) We are not used to living in cold weather. (Biz, soğuk havada yaşamaya alışkın değiliz.) They are not used to TV. (Onlar, TV ye alışkın değiller.) They are not used to watching TV. (Onlar, TV izlemeye alışkın değiller.)
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|