Davut Saydam, Teacher of English |
||
CONDITIONAL SENTENCES (Şart Cümleleri) If Clauses ... (Şart cümlecikleri...)
|
||
If + şart cümlesi, ana cümle yada Ana cümle + If + şart cümlesi şeklinde iki bölümden oluşur. Her iki dizilişte de anlam aynıdır. Bu tür şart cümleleri (Type-0, Type-1, Type-2, Type-3 olmak üzere) dört ayrı grupta incelenebilir. Bazı kaynaklarda, Type-0 ve Type-1 birleştirilerek, Type-1 başlığı altında da verilebilmektedir. Not: Burada S: (subject) Özne, V (verb) yüklem, V1 (eylemin yalın hali) olarak kullanılmıştır. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Type-0- If + Present Simple, Present Simple Hem (if.clause) şart cümlesi, hem de şarta bağlı olarak gerçekleşecek (main clause) ana cümle, geniş zamanda oluşturulur. Böyle bir yapı kullanıldığında, belirtilen şartı yerine getirdiğimizde, yada getirmediğimizde, her zaman aynı sonucu verir anlamına gelir. Examples- If you heat water, it boils. (Eğer suyu ısıtırsan, su kaynar.) If you don't heat water, it doesn't boil. (Eğer suyu ısıtmazsan, O kaynamaz.) The water doesn't boil if you don't heat water. (Eğer suyu ısıtmazsan, O kaynamaz.) She can't pass if she doesn't study. (Eğer, O çalışmazsa, geçemez.) If she doesn't study, She can't pass. (Eğer, O çalışmazsa, geçemez.) ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Type-1- Bu tür şart cümlelerinde, hem şartın (if-clause) hem de şarta bağlı (main clause) ana cümledeki olayların gerçekleşme şansı vardır. If + Present Simple, S + will + V1 S + can + V1 S + may + V1 S + must + V1 V1 (olumlu emir, özne kullanılmaz.) don't V1 (olumsuz emir, özne kullanılmaz.) Examples- If you get up early, you can catch the bus. (Eğer erken kalkarsan, otobüse yetişebilirsin.) You can catch the bus if you get up early. (Eğer erken kalkarsan, otobüse yetişebilirsin.) If you are ill, you must go to a doctor. (Eğer hasta isen/olursan, doktora gitmelisin.) If they are late, the teacher may punish them. (Eğer geç kalırlarsa, öğretmen onlara ceza verebilir.) Don't drink the tea if it is cold. (Eğer çay soğuk ise, onu içme.) You mustn't drink the tea if it is cold. (Eğer çay soğuk ise, onu içmemelisin.) ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Type-2- If + Past Simple, S + would + V1 S + could + V1 S + might + V1
Bu tür if-yapısında, cümleler "past tense" geçmiş zamanda olmalarına rağmen, gerçekte geçmiş zamanı anlatmazlar. Bu cümleler, şu ana aittir. Ancak, şu anda, gerçek olmayan, yada gerçekleşmesi mümkün olmayan, gelecekte de gerçekleşmesi neredeyse imkansız olan şartları ve bu şartlara bağlı olayları anlatmak için kullanılırlar. Example-1 If I were you, I would go swimming. (Eğer senin yerinde olsam, yüzmeye giderim.) Burada, senin yerinde değilim, olma şansımda yok. bu nedenle yüzemeye de gidemem. Yani şu ana ait, olması mümkün olmayan bir durum söz konusudur. Cümledeki zamanın geçmiş zaman olması, bizi yanıltmasın. Example-2 If my friend was here, I would be happy. (Eğer arkadaşım burada olsa, mutlu olurum.) Şu anda, arkadaşı, burada değil, olma imkanı yok, bu nedenle, mutlu değil, anlamı çıkar. Bu cümle, şu andaki imkansızlığı anlatmaktadır. Example-3 If she was rich, she could buy a villa. ( Eğer, o zengin olsa, bir villa satın alabilir.) Şu anda, o zengin değil, villa alma şansı da yok demektir. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Type-3- If + Past Perfect Tense, S + would have + V3 S + could have + V3
Bu tür if-yapısında, şart cümleleri "past perfect tense" (had V3) ile kurulur. Ana cümle ise (would have V3 yada could have V3) ile kurulur. Geçmiş zamanda gerçek olmayan, şartları ve bu şartlara bağlı olayları anlatmak için kullanılırlar. Bir yerde, geçmişe dönük varsayımlardır.
Example:-1 know : bilmek, (know, knew, known) tell : söylemek, (tell, told, told) If I had known, I would have told. (Eğer bilseydim, söylerdim.) Yani geçmişte bunu bilmiyordum, bu nedenle söylemedim. Geçmişi geri değiştirme şansı yoktur. Yani geçmiş ile ilgili gerçekdışı bir varsayımı anlatır.
Example:-2 have : sahip olmak, (have, had, had) buy : satın almak, (buy, bought, bought) If I had had enough money, I would have bought a car. (Eğer yeterince param olsaydı, bir araba alırdım.) Demek ki; yeterince parası yokmuş ve bir araba alamamış.
Example:-3 come : gelmek, (come, came, come) meet : tanışmak, (meet, met, met) If she had come on time, they could have met. ( Eğer zamanında gelseydi, onlar tanışabilirlerdi.) Demek ki; zamanında gelmemiş ve tanışma da gerçekleşmemiş. |
||
Ana Sayfa (Main Page)=>